Önleyici estetik cerrahi nedir? Önleyici estetik cerrahi yüzde oluşan çizgiler, kırışıklıklar ve bütün bunların yanında diğer tüm yıpranma durumlarının geciktirilmesi için yapılan bir dizi estetik işlemler sürecidir. Cilde formunu ve canlılığını veren bir protein olan kolajenin yaş ilerledikçe eksikliği meydana gelir. Bu eksiklik ile ciltte sarkmalar, kırışıklıklar ve diğer yaşlılık belirtileri büyük ölçüde görünür hâle gelir. Önleyici estetik cerrahi de bütün bu yaşlılık deformasyonlarını mümkün olan en erken zamanda kontrol altına almayı sağlar. Yani cildin yaşlandığına dair göstereceği belirtilere bir dur deme işlemidir.

Cildin hem yaşam koşulları hem de yer çekiminin etkisi ile çeşitli deformasyonlara uğrayacağı bir gerçektir. Fiziksel görünümü ciddi bir biçimde etkileyecek bu koşullar oluştuğunda cilde eski canlılığını kazandırmak için daha fazla işlem gerekir. Ancak önleyici estetik cerrahi bir nevi erken teşhis ve müdahale yöntemidir. Cildin yaşlılık belirtileri göstermesinin önüne geçmeyi sağlar ve deformasyonları en aza indirmeyi hedefler.

Yaş ilerledikçe sadece yüzde ve ciltte değil, diğer tüm doku ve hücrelerde değişiklik meydana gelir. Eskiyen hücreler önceleri yenileri ile yer değiştirmeyi hızlı bir biçimde gerçekleştirirken, ileri yaşlarda bu hız oldukça yavaşlar. Kendilerini hızlı bir şekilde yenileme hızlarını kaybeden hücre ve dokularda meydana gelen yaşlılık deformasyonları vücudun görünen yerlerinde belirgin hâle gelir.

Kozmetik açıdan dış dünyaya en açık yer de yüzdür. Dolayısıyla önleyici estetik cerrahi de en sık yüz için tercih edilmektedir. Cildin en göz önünde olduğu bölgelerde yaşlanmanın geciktirilmesi ve kırışıklıkların, sarkmaların önlenmesi için önleyici estetik cerrahi güvenli bir yöntem olarak karşımıza çıkıyor.

Önleyici Estetik Cerrahide Dikkat Edilmesi Gerekenler

Önleyici estetik cerrahide dikkat edilmesi gerekenler her uzman tarafından özenle ifade edilmektedir. Önleyici estetik cerrahide de güvenle uygulanabilmesi için birkaç önemli husus göz ardı edilmemelidir. Bunlar şu şekilde ifade edilebilir:

  • Önleyici estetik cerrahi için mutlaka bir uzmandan yardım alınmalıdır. Cerrahi işlemler özen gerektirir. Bu alandaki yetkinliğine inandığınız uzman bir doktor ile önleyici estetik cerrahi randevunuzu almalısınız.
  • Estetik cerrahi uygulanacak olan bölge ayrıntılı bir biçimde muayene edilmeli ve 3D görüntüleme sistemleri ile alınan raporlar değerlendirilmelidir.
  • Önleyici estetik cerrahi size özel tasarlanır. Bir başkasına uygun olan metot sizin için uygun olmayabilir. Estetik planlaması vücut tipine uygun olarak bir uzman doktor ile yapılır.

Ciltte Yaşlanma Belirtileri

Ciltte yaşlanma belirtileri hem vücudu hem de dış etkenleri kapsayan birçok faktör ile meydana gelir. Ayrıca her gün maruz kalınan güneş ışığı (UV), yer çekimi ve sert hava koşulları da yaşlanma ile yakından ilgilidir. Vücudun genetik yatkınlığı da yaşlanma belirtilerinin görünür hâle gelmeye başlama zamanını etkiler elbette. Ancak en az genetik yatkınlık kadar cildi etkileyen başka bir faktör daha var: alışkanlıklar. Sigara, alkol, uyku düzensizliği, madde kullanımı vb. cildin yaşlanması ile doğrudan ya da dolaylı olarak bağlantılıdır. Yani dikkatsiz ve sağlıksız sürdürülen hayat düzeni de yaşlanma belirtilerinin erkenden çıkmasında büyük ölçüde rol oynayabilir. Bütün bunlarla birlikte cildin yaşlanmaya başladığının kanıtı olan değişiklikler ise şöyledir:

  • Cildin gittikçe sert bir yapıya büründüğünün fark edilmesi,
  • Ciltte bölgesel lezyonların, benlerin ya da iyi huylu tümör oluşumlarının meydana gelmeye başlaması,
  • Cildin elastikiyetinin kaybolduğunun fark edilmesi, (Cildin yaşlanması ile birlikte cilt esneklik özelliğini kaybetmeye başlar ve sarkmalar meydana gelir. Bu, cildin kolajen proteini bakımından eksikliği ile doğrudan bağlantılıdır.)
  • Deri kalınlığında meydana gelen incelmenin belirginleşmesi ve cildin oldukça incelmesi, (Cildin en üst tabakasına epidermis adı verilir. Epidermis yaşlılıkla birlikte incelmeye başlar.)
  • Cildin enfeksiyon ve yara oluşumuna karşı oldukça savunmasız hâle gelmesi, (Ciltte meydana gelen bu hassasiyet, yaşlanma ile birlikte epidermisin incelmesi ve kolajen eksikliği ile de ilgilidir.)
  • Cildin dışarıdan gelen darbeler ile zedelenmesinin daha basit hâle gelmesi, (Kan damarlarında yaşlılık kaynaklı incelme meydana gelmesi, dış dünyadan gelebilecek darbelere karşı cildi savunmasız kılar.)

Cildin Yaşlanma Nedenleri

Cildin yaşlanma nedenleri vücut kaynaklı iç ve çevre/dış dünya kaynaklı dış nedenler olmak üzere iki ayrı grupta tanımlanabilir.

  • Vücut Kaynaklı Yaşlanma Nedenleri
  • Hormonal Yapı: Östrojen düzeyinde düşüş iç neden olarak vücudun verdiği yaşlılık tepkilerinden biridir. Östrojen düzeyinde meydana gelen azalma hücrelerarası etkinliğin yavaşlamasına neden olur. Bu da hücre hareketliliğini ve niteliğini olumsuz etkiler.
  • Yavaşlayan Kan Dolaşımı: Cilde canlılık veren oksijenin damarlardan kan vasıtası ile yeteri miktarda taşınamaması durumuna neden olur. Bu da cildin beslenmesini güçleştirir. Yeterli beslenemeyen cilt canlılığını yitirir. Bu yüzden de parlaklığını ve esnekliğini de kaybeder.
  • Genetik Yapı: Genlerin yaşlılığa olan yatkınlığı da cildin yaşlanmasında oldukça etkilidir. Genetik, cilt yapısının seyrinin de ebeveynlerden alınan DNA’ya göre değişiklik gösterdiğini kanıtlamıştır.
  • Çevre ve Dış Dünya Kaynaklı Yaşlanma Nedenleri

Ciltteki yaşlanma sürecinin hızını önemli ölçüde belirleyen en büyük etkilerden biri oksidatif strestir. Yani cildi besleyen hücrelerin yapısında büyük olumsuzluklara neden olan bir parçalanma durumu. Cildi besleyen ve canlılığını korumasını sağlayan hyaluronik asidin ve kolajenin yanı sıra elastinin ciddi eksiklikleri yaşlılık süreci ile beraber baş gösterir. Zaten yaşlılıkla birlikte kendilerini yenileyemeyen bu önemli maddeler, oksidatif stres ile daha hızlı eksilmeye başlar. Oksidatif stres alışkanlıklar ve dış faktörler gibi nedenlerin vasıtası ile ortaya çıkmaktadır.

Bunlar:

  • Güneş Işınları: Cildin oksidatif stres ile yaşlanması sorununun başlıca nedenlerinden biri güneşin zararlı ışınlarıdır. Güneş, maruz kalınan süreye ve şiddete bağlı olarak ciltte belirli bir hasara yol açar. Bu hasarların en bilinir belirtilerinden biri de ciltte renk değişikliklerinin meydana gelmesidir. Maruz kalınan UV ışınları ciltteki canlılığın kaybedilmesine sebep olan kolajen ve elastin parçalanmasını hızlandırır. Güneş ışığından yararlanma konusunda özellikle ilerleyen yaşlarda dikkatli olunması gerekir.
  • Çevre ve Hava Kirliliği: Metropollerde yaşayan insanların en çok maruz kaldığı dış etkenlerden biri de çevre ve hava kirliliğidir. Özellikle hava kirliliği solunum yolu ile vücuda giren zararlı maddelerin emilimine neden olduğu için, oksidatif stresin de büyük bir sorumlusudur.
  • Sigara: Sigara içmek, cildin yaşlanmasını hızlandıran birçok maddenin vücuda alınmasına neden olur. Bağımlılık yapan nikotin, zararlı kimyasalların daha sık periyotlar ile vücuda alınmasını hızlandırır. Bu kimyasallar kan dolaşımına katılarak hücrelerin parçalanmasına ve dolayısıyla cildin yaşlanmasına neden olurlar.
  • Kötü Beslenme Koşulları: Vücuttaki kolajen proteininin cildin canlılığını korumada baş faktör olduğunu söylemiştik. Bu yararlı bileşik antioksidandır ve ciltte yaşlılığa sebebiyet veren zararlı maddeleri etkisiz hâle getirir. Yaşlandıkça kolajen proteini yeterince üretilememeye başlar. Kolajeni destekleyici gıdalar ile bu eksikliğin şiddeti azaltılabilir ve meydana gelmesi geciktirilebilir. Ancak düzensiz beslenme koşullarında kolajenin takviye edilmesi mümkün olmadığı için yaşlanma büyük ölçüde hızlanır.

 

Ayrıntılı Bilgi: 05330533340

Tüm Sorularınız ve Ücretsiz Muayene için E-mail Adresimiz : info@stsestetik.com

Medikal Estetik ve Estetik Hakkında Merak Ettiğiniz Tüm Soruları Bize Yazın ; https://www.stsestetik.com/soru-cevap

About the Author

Dr. Sami Tan Sarıgül

STS Estetik- Estetik ve Güzellik Merkezi kurucusu ve sahibi olan Dr. Sami Tan Sarıgül Klinik çalışmalarını Türkiye ve uluslararası ülkelerde gerçekleştirmektedir.

View All Articles